Bursa’da ortaokul yıllarında derslerde öğretmenlerini çizerek başladığı karikatür tutkusundan vazgeçmeyen emekli edebiyat öğretmeni, 1970 yılından bu yana aynı parkta portreler çiziyor.
Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türkoloji Bölümünden mezun olan ve liselerde edebiyat öğretmenliği yaptıktan sonra 1997’de emekliye ayrılan 71 yaşındaki Kemal Akkoç, yarım asırdır Bursa kent merkezindeki Kültürpark’ı mesken tuttu.
Parka gelenlerin karikatür portrelerini 2-3 dakikada oldukça benzer bir şekilde kağıda ya da taşa çizebilen Akkoç, yumurtaya, tabağa, ahşaba ve su kabağına da çizim yapıyor.
Ortaokul yıllarında derslerde defter ve kitaplarının boş yerlerine öğretmenlerinin karikatürlerini çizerek yeteneğini fark eden Akkoç, yıllardır ince duygu ve düşünceleri esprili çizimleriyle anlatıyor.
– “Şimdiye kadar 50 bin portre çizmişimdir”
Kemal Akkoç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, karikatür tutkusunun kendisini hiç tahmin etmediği bir hayata sürüklediğini anlattı.
“Bana ‘Bir parkta 50 yıl karikatür çizeceksin’ deseler inanmazdım ama her şey olabiliyormuş dünyada” diyen Akkoç, çizgilerle geçirdiği yıllara ilişkin hazırladığı 3 kitabının bulunduğunu söyledi.
Akkoç, senelerdir Bursa’nın kültürüne, sanatına, turizm ve tanıtımına katkıda bulunmaya çalıştığını dile getirdi.
Şehre katkılarından dolayı Kültürpark’a büstünün yapılmasını isteyen Akkoç, “Dünyanın hiçbir yerinde, aynı yerde 50 yıldan beri karikatür çizen biri olduğunu düşünmüyorum. Portreler çiziyorum. Bundan 10 sene önce Fransa’dan çağırdılar, gittim. Dünyanın her yerinden 300 karikatürist geldi. Onlar yarım saat, 20 ya da 15 dakikada portre karikatür çizerken, ben 2-3 dakikada çizince şaşırdılar. Benzetme oranım yüksek. Şimdiye kadar 50 bin portre çizmişimdir.” diye konuştu.
Kemal Akkoç, okul yıllarından bir anısını aktardı.
Derslerde defter ve kitapların boş yerlerine öğretmenlerinin karikatürlerini çizdiğini belirten Akkoç, şöyle devam etti:
“Lisede coğrafya hocamız Süreyya Bey’in uzun bir burnu vardı. En ön sırada oturuyordum. O ders anlatırken ben karikatürünü çiziyordum. Arka sıramdaki arkadaşlar kalkıp karikatüre bakıp gülmeye başladı. Öğretmen de yanıma gelip ‘Kemal sen ders dinlemiyorsun’ dedi. Karikatüre bakıp ‘Bu kim?’ diye sordu. Ben de ‘Sizi çizdim hocam’ dedim. Beni tahtaya kaldırdı ve Yeşilırmak bölgesinde ne yetiştiğini sordu. Ben de ‘Yeşil sebzeler yetişiyor’ dedim. Karikatür yüzünden 10 üzerinden 5 aldım. Böyle derslerde çizerek karikatüre başladım.”
– Deyimlerden, atasözlerinden ilham alıyor
Ünlü mizah dergisi Akbaba’da 1970-1975 yıllarında karikatürlerinin yayımlandığını belirten Akkoç, birkaç televizyon programında da ünlülerin ve sanatçıların portrelerini çizdiğini söyledi.
Bir yerel gazetede halen karikatürlerinin yayımlandığını anlatan Akkoç, şu ifadeleri kullandı:
“Kirpilerle 7 yıldır güncel esprileri yerleştirerek sosyal konuları işlediğim bir seri var. Fabllarda, hayvanlar konuşur ve insanlar bu konuşmalardan ders çıkarır. Bu seride de hayvanlar konuşuyor; biz insanlara ders vermeye çalışıyorum. Edebiyat öğretmeni olmanın bana çok faydası oluyor. Aklıma bir sürü deyimler, atasözleri geliyor ve onlardan faydalanıyorum. Onları güncelleştirerek, çiziyorum.”
Akkoç, karikatürün ince çizgilerle ince duygu ve düşüncelerin ince esprilerle anlatıldığı, çok ince bir sanat olduğunu belirterek “Olayı görüyorsunuz, onun altındaki ince espriyi yakalayıp ince çizgilerle ve ifadeyle çiziyorsunuz. Bu, insanı rahatlatıyor. Sanatın rehabilite ettiğini düşünüyorum. Yaşım 71 ama kendimi çok dinç ve genç hissediyorum.” diye konuştu.
Akkoç, karikatür portreler çizdiği parkta başından pek çok komik olayın geçtiğini anlattı.
Bazı kişilerin bir ünlüye benzetilerek çizilmeyi istediğini belirten Akkoç, “Bazıları saçsız ama ‘Beni saçlı çiz’ diyor. Bazılarının kulağı büyük ama küçük çizmemi istiyor.” dedi.
Sayısını bilmediği kadar çok sergisi olduğunu aktaran Akkoç, 1975’te İtalya’da düzenlenen bir karikatür yarışmasında altın madalya kazandığını, 1977’de yine İtalya’daki yarışmaya gönderdiği yapıtlardan birinin Uluslararası Karikatür Müzesi’ne alındığını sözlerine ekledi.