Türkiye Engelliler Meclisine Doğru projesi kapsamında 54 ilde, İl engelli meclisi kuruldu. Projenin iletişim işlerinden sorumlu Selen Doğan, ülke genelinde faaliyet gösteren engelli örgütlerinin savunuculuk pratiklerini, alana dair bilgi birikimini ve yerel deneyimlerini bir araya getirdiklerini söylüyor.
İletişimciyim. Toplumsal cinsiyet konularında kadın, çocuk ve engelli örgütleriyle çalışıyorum. Yaklaşık 18 yıldır sivil alandayım. Uzun yıllar kadınların ve kız çocukların insan hakları için çeşitli projelerde çalıştım, yayın yaptım, eğitimler verdim. Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği’nin yönetim kurulu üyesiyim. Son üç yıldır da Engelliler Konfederasyonu’nda çalışıyorum; burada yürütülen Türkiye Engelliler Meclisine Doğru projesinin iletişim işlerinden sorumluyum ve bu projeyle birlikte 54 ilde kurulan il engelli meclislerinin kolaylaştırıcılığını yapıyorum.
Türkiye Engelliler Meclisine Doğru projesi ile ilgili bilgi alabilir miyiz?
Bu bir ağ kurma çalışması. Ülke genelinde faaliyet gösteren engelli örgütlerinin savunuculuk pratiklerini, alana dair bilgi birikimini ve yerel deneyimlerini bir araya getirerek engellilerin insan haklarının gelişmesi ve engelli hareketinin güçlenmesi için yaklaşık üç yıl önce başlattığımız bir proje bu. Mali desteği Avrupa Birliği veriyor. Toplam 54 ilde İl Engelli Meclisleri kurulmasına destek olduk. Bu yerel meclislerin asıl kurucu unsuru engelli örgütleri oldu; yanı sıra üniversitelerin engelli koordinasyon birimleri, belediyeler, barolar ve Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüklerinden uzmanlar da katıldı. Hatta bazı illerde meclisi oluşturma çalışmalarında İŞKUR, Müftülük gibi kurumlar da yer aldı. İl Engelli Meclisleri birkaç amaçla oluşturuldu; örneğin il genelinde engellilerin ihtiyaçlarının, sorunlarının ve taleplerinin görünür kılınması, yerel engelli gündeminin ulusal düzeyde yasa yasama ve yürütmenin de gündemine taşınması, engelli hareketinin tüm bileşenleri arasında sürdürülebilir diyalog kurulması, savunuculuk deneyimlerinin paylaşılması ve bir baskı gücü oluşturulması gibi. İl meclisleri bu yıl içinde, eğer COVID-19 salgınına bağlı şartlar izin verirse, Ankara’da toplanacak olan Türkiye Engelliler Meclisine delegelerini gönderecek ve illerine dair yol haritasının, savunu stratejisinin oluşmasını sağlayacak.
Bu proje fikri nasıl çıktı? Hangi ihtiyaca binaen?
Bu fikir Engelliler Konfederasyonu’nun 2016 ilkbaharında İstanbul’da düzenlediği ve engel gruplarını temsilen 80 aktivistin katıldığı bir çalıştayda ortaya çıktı. 2000’li yıllarla birlikte sayısı artan engelli örgütleri, hak ihlalleri ve ayrımcılıkla mücadelede daha da güçleneceği yerde, dağınık ve birbirinden habersiz bir hareket haline gelmişti. 90’lı yılların başından itibaren yürütülen engelli hakları mücadelesi sonucu önemli kazanımlar elde edilmişse de sonrasında çoğalmayla birlikte ortaya çıkan kargaşa, hareketin etkisini zayıflatmıştı. Her biri kendi alanında önemli işler yapan engelli örgütleri kendi kulvarlarında ilerledi ve ortak bir amaca yönelip etkin baskı gücü oluşturmakta yetersiz kaldı. Az önce andığım çalıştayda bu tespit derinleştirildi ve çözüm olarak Türkiye Engelliler Meclisi’nin kurulması gündeme getirildi. Bu kararın yaşama geçirilebilmesi için engelli meclisleri kurma düşüncesi projelendirildi ve Avrupa Birliği tarafından desteklendi.
İl Engelli Meclisleri kurulduktan sonra nasıl bir strateji izlediniz?
Burada öncelik, ilde aktif olan, engelli konularında faaliyet gösteren tüm dernek, vakıf, kooperatif vb. örgütlerin bir araya gelerek savunuculuk temelli bir ağ kurmaları, işbirliği içinde hak temelli çalışmalar yapacak bir çatı oluşturmalarıydı. Bu sağlandı fakat yeterli değildi; bu örgütlerin iletişim ve savunuculuk alanlarında güçlenmesi, uluslararası insan hakları mekanizmalarını tanıması, lobicilik pratiklerini geliştirmesi ve bir arada ortak hedefler için kolektif çalışmayı deneyimlemesi de gerekiyordu. Eğitimler düzenledik. Uzmanlarımızla birlikte illere tek tek giderek altı modülden oluşan bir eğitim programı uyguladık. Meclisleri oluşturan sivil toplum örgütlerinin temsilcilerini iki günlük eğitimde bir araya getirdik. Kaynak geliştirmeden gölge raporlamaya, gönüllü yönetiminden stratejik planlamaya kadar en temel konularda engellilerin savunuculuk ve iletişim becerilerini geliştiren eğitimlerdi bunlar.
Her bir il engelli meclisinde çalışmaları koordine eden bir başkan ve Türkiye Engelliler Meclisi’nde o ili temsil edecek delegeler seçildi. Bu seçimi örgütler yaptı, biz bu sürecin dışında kalmayı daha demokratik bulduğumuz için görüş belirtmedik. Yatay hiyerarşiyle örgütlendiler. Meclislerin her biri özerk yapılar. Hiçbiri Engelliler Konfederasyonu’nun bir alt birimi veya şubesi değil; bağımsızlar. Gündemlerine, toplanma biçimlerine kendileri karar veriyorlar. Tabii ki bir yönergeleri var, ona göre işleyişi düzenliyorlar. Kimi, toplantılarına ilgili kamu kurumlarını da dahil ediyor, kimi üniversitelerle daha yakın çalışıyor, kimi engelli aileleriyle işbirliği içinde…
İl engelli meclislerinin hepsi aktif mi, etkili çalışmaları var mı?
Tüm bölgeler dahil 54 ilde toplam 737 engelli örgütü bu ağın içinde. Sendika ve barolardan da katılımla bu sayı 770’i geçiyor. Bu hacimde bir yapıyı sürekli aktif tutmak çok kolay değil. İl engelli meclislerinin hepsinin düzenli olarak toplandığını, illerindeki engelli nüfus için etkili çalışmalar yaptığını söyleyemeyiz, biraz daha zamana ihtiyaçları var, fakat birçoğu yerel politikaları etkileme ve kamu yönetimine yönelik baskı gücü oluşturma noktasında aktif. Kuruluş aşamasında yer alamasa da sonradan il meclisinin bir parçası olmak isteyen dernekler oluyor, bu da çok sevindirici. Çünkü tek tek cılız seslerdense ortak gür bir ses kayda değer sonuç verir. Valilerle, belediye başkanlarıyla görüşüyorlar, engelli konularının daha iyi anlaşılması için çaba sarf ediyorlar, önyargılarla ve yanlış/eksik bilgilerle mücadele ediyorlar. Bir insan hakkı olarak erişilebilirliğin kentsel yaşamda koşulsuz istisnasız sağlanabilmesi için çok çabalayan il meclisleri var.
Şu ana kadar kaç il meclisi kuruldu? Ve kaç şehirde daha kurmayı planlıyorsunuz?
Şimdilik 54 ilde İl Engelli Meclisi var ve izleyen yıllarda, herhangi bir proje kapsamında olsun olmasın bunu 81 ile tamamlamak istiyoruz. Her bölgede engelli sorunları veya talepler ortak gibi görünse de bunlarla baş etme yolları farklılaşabiliyor, aktörler değişebiliyor veya mücadele araçları çeşitlenebiliyor. Bu nedenle bütün illerde bu çatı yapıların kurulması engellilerin katılım hakkına etki edecek, sesimizi daha çok duyuracak. Böyle yaygın bir ağın varlığı kamu kurumlarını da bence rahatlatacak çünkü her hak hareketi taleplerini kamunun bilgisine sunarken o alanın tüm argümanlarını kullanarak daha iyi bilinmeyi sağlar ve politikaları belirleyenler de işin özünü böylece daha iyi kavrar. Bir başka deyişle; örneğin kentte ulaşım hizmetleri planlanırken engellilerin dile getireceği ihtiyaçlar ve uluslararası erişilebilirlik standartlarının uygulanmasına yönelik hatırlatmalar yerel yönetimlere zaman kazandırır ve işin doğru yapılmasını sağlayarak kaynakların verimli kullanılması anlamına gelir. Dolayısıyla hak gruplarının görüşüne devamlı başvurması, uzmanlıklardan yararlanması kentleri yönetenlerin lehinedir.